Ama Canan Tan'ın 3 kitabını okuduktan sonra şunu farkettim ki; 3 kitapta da baya benzer olaylar mevcutmuş...
Piraye
Canan Tan'ın okuduğum ilk kitabıdır kendisi. Aslında bayadır kitaplıkta okunmayı beklemişti çünkü ben görselliğe de önem veririm o yüzden kitabın bu kapağı pek ilgimi cezbetmemişti. Bir geceyarısı ablamın yatağında ağlamasının nedeniymiş bu kitap...Durur muyum? Ertesi gün başladım okumaya tabii. Canan Tan'ı keşfimde böyle olmuştu ki gerisi de geldi.
Yüreğim Seni Çok Sevdi
Yüreğim Seni Çok Sevdi de yine kapak tasarımından eksiydi ama Piraye gibi önyargılı olmak istemedim ve tabi gelen övgülerden sonrada okumalıydım. Bu kitabıda sevdim ama bence bir Piraye değildi. Ama ortak noktaları çoktu.
Piraye ve Aslı, İstanbul aşığı kendi ayakları üstünde durmaya programlı çok feminen karakterler, özgürlüklerine ve babalarına düşkünler, derslerinden ve geleceklerinden başka bişey düşünmeyen orta halli ailelerin kızları. Haşim ve Murat ise memleketlerinin ileri gelen ailelerin veliahtları, başlarda cool sonra deli divane aşık karakterler ve aileler tabi ki; kızların aileleri pek modern ama gelir düzeyleri orta seviyededir, erkelerin aileleri dediğim gibi şehrin ileri geleni zengin, eski kafalı.
Kızlarımızda oğlanlarımız da burunlarından kıl aldırmıyor, hep kavgayla başlar büyük aşklar stayla diyaloglar oluşuyor.
Tabi sonlar, mutsuz bitmeleri haricinde onlar farklı birbirinden ki Piraye'nin sonunda Haşim'in o pişman hallerine ve sonunda bu pişmanlığı taşıyamayıp kendine kıymasına hıçkırarak ağlamıştım.
En Son Yürekler Ölür
En son Yürekler Ölür ile Canan Tan, organ bağışına dikkat çekmek istemiş kitapta da baya bilgilendirmişti bizi. Bu kitabın ufak şeyler dışında pek benzerliği yok denebilir.
Tabii kızlarımız aynı yine feminen yine dik kafalı yine orta halli. Oğlanlar tabi yine çok aşık ve çok zengin ne var ki oğlanın ailesi burda kızı hemen seviyor, kabul ediyor. Tam bu kitapta da mutsuz son derken esas oğlanın kalbini alan çocukla yeni aşk başlıyor kızımızın arasında. Kitap genel olarak mutlu sonla bitiyor ama bana göre değil çünkü esas oğlanın kalbini alan yılışık bana göre sürekli kızın etrafında bi takım ısrarlar, emrivakilerle dolanıp duruyor falan bunlar benim tahammül edemediğim tiplerdir. Neyse sonunda evlenmeye karar veriyolar falan.
Anlaşılan Canan Tan'ın kafasında ki kadın tasviri bu ve bu kadına sürekli romanlarında hayat veriyor. Ama ne yazık ki dünyada hele de Türkiye'de bu kadınlardan o kadar az ki...



Hiç yorum yok:
Yorum Gönder